DEVLET BAHÇELİ SERT ÇIKTI
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, kendisine yönelik, "Önce
samimiyet dilini öğrenmesi lazım" sözlerine sert tepki verdi. ANKARA -Bahçeli, "Samimiyet
dilinden kasıt bölücü ve yıkıcı niyetlere sahip olmak ise biz bu dili ya
sustururuz, ya koparırız ya da elimizin tersiyle iteriz" dedi.
MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçeli, Kızılcahamam'da yapılan il başkanları toplantısının
kapanışında düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin
değerlendirmelerde bulundu.
Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın partisine yönelik ''samimi olun'' açıklamasını eleştirerek, şöyle
konuştu:
''Bize samimiyet dilini öğrenmemizi tavsiye eden ve aldığı
ahlak dersinin farklı olduğunu ifade Başbakanın bilmesi lazımdır ki PKK'ya
samimiyet göstermek, İmralı canisine yönelik samimi pozlar takınmak, Türkiye'nin
milli gerçeklerini, Türk milletinin bin yıllık kardeşliğini samimiyet sözleriyle
yok etmek, peşmergeye ve BOP'a hayranlık içinde samimiyetle bağlanmak bir
marifet olarak görülüyorsa, bizim kitabımızda böylesi bir samimiyetin bırakınız
bulunmasını, esamesi bile okunmayacaktır. Samimiyet dilinden kasıt bölücü ve
yıkıcı niyetlere sahip olmak ise biz bu dili ya sustururuz, ya koparırız ya da
elimizin tersiyle iteriz.
Haberin devamı ↓reklam
Ortadır ki
Başbakanın ahlakı da itiraf ettiği gibi farklıdır. Allah korusun, bizim
ahlakımız bu siyasi anlayışla benzerlikler taşımış olsaydı, kendimizden utanır,
44 yıllık geçmişimizle çelişirdik. Gelişmelere bakıldığında herkesin üzerinde
durması gereken ilk soru, hangi duygu ve düşüncelerin bir Başbakanı Türk
milliyetçiliğini suçlama kampanyasının ve Türk milletini bölme bayraktarlığını
yapmaya sevk etmiş olduğudur.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
Türkiye'nin milli birliği ve milli kimliği hususunda ''sakat düşünceleri ve
etnik bölücülüğe cesaret kazandıran tutumu'' olduğunu ileri süren Bahçeli,
''Gelişerek değiştiği edebiyatıyla geçmişini inkar ederek, değişmeyen niyet ve
düşüncelerini saklamaya çalışan Başbakanın siyaset geçmişi ve geleneği,
bugününün aynasıdır'' dedi.
Erdoğan'ın, 1991 yılında Refah Partisi İl
Başkanı iken Kürt sorunu hakkında parti yönetimine sunduğu raporun içeriğine
işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:
''Başbakan Erdoğan, 18 Aralık
1991 tarihinde hazırladığı raporda, tıpkı bugün Türk milliyetçiliğini karalamaya
çalıştığı gibi Milliyetçi Hareket'in siyasi felsefesini Türk ırkçılığı olarak
itham etmiştir. Türkiye'nin resmi ideolojisinin de ırkçı olduğunu iddia eden
Başbakan, devletin meşru güçlerinin PKK terörüyle mücadelesini, 'Devletin
geleneksel zora ve silaha başvurma' yöntemi olarak tanımlamış ve bu yöntemin
iflas ettiğini söylemiştir.''
Başbakan Erdoğan'a yönelik eleştirilerini
sürdüren Bahçeli, ''Bizzat kendisi söz konusu raporunda fren tutmayarak, PKK
terörü kadar devlet terörünün de kınanması gerektiğini dile getirmiştir. Bu
zihniyet için devlet ile bölücü terör örgütü PKK terazinin iki eşit kefesinde
olup, esasen aralarında hiçbir fark yoktur'' dedi.
'GÜVENİLİRLİĞİ
KALMADI'
Başbakan Erdoğan'ın ''mevcut rejimi yıkarak başkanlık sistemini,
bölücülerle birlikte getirme amacının çok tehlikeli sonuçlara yol açacağı''
iddiasında bulunan Bahçeli, demokratik tepkilerini her platformda
göstereceklerini ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun
dağılmaması için üzerlerine ne düşüyorsa yapacaklarını bildirdi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, bir soru üzerine şunları
kaydetti:
''Sayın Başbakan gün belirlemekte gün hakkında söz
söyleyenleri oyalamakta mahir bir şahsiyet. İnandırıcılığı güvenilirliği
kalmamıştır.
Onun bütün hesabı, BDP ile işbirliği yaparak 330 rakamını
bularak referandum yoluyla, medyanın yakın desteği, okyanus ötesinin sıcak
bakışı ile ve yalan dolana dayalı propaganda gücüyle başkanlık sistemini halka
kabul ettirmek. Ama halkımız çok sabırlıdır soğukkanlıdır ve vicdani sorumluluk
içerisinde bir değerlendirme yapacaktır.''
'2015'TE AKP KALMAYACAK'
Mahalli idareler seçiminde AK Parti'nin gerileyeceğini ve önemli oy kaybına
düşeceğini savunan Bahçeli, şunları da kaydetti:
''Cumhurbaşkanlığı veya
kendisinin arzuladığı şekliyle demokratik padişahlık olan başkanlık sistemini ve
devlet başkanı olma hayalini suya düşürecektir ve 2015 yılında AKP denen bir
siyasi partiden eser kalmayacaktır. Buna milletimizi inandırmak, bu yoğun
propaganda karşısında milletimizin iradesini geliştirmek ve bağımlılıktan
kurtarmak hepimizin üzerine düşen görev.
Türkiye'nin gündemini basın
müessesesi belirlemeli, kişilerin veya kurumların ortaya koymuş olduğu
görüşlerin hangilerinin gündem oluşabileceği kararını basın vermeli ve Türk
milletini doğru bilgilerle aydınlatmalıdır. Tercihi de millet iradesine
bırakmalı ve o iradeyi de saygı duymalıdır.
Sabahtan akşama kadar,
'sabahleyin uyandı bir bardak suyunu içti, 30 dakikalık yürüyüşünü yaptı' Dünden
kalma programları parça parça ayırarak 24 saati Recep Tayyip Erdoğan'la
doldurmanın hiçbir basın patronuna bir fayda getirmeyeceğini de buradan ifade
etmek istiyorum.'' Bahçeli, konuşmasını, ''Millet iradesi, bugünkü siyasi
iktidardan bu milleti kurtardığı gün esas tarihi sorgulama yüzleşme ve hesap
sorma o gün başlayacaktır. Bunun muhatabı Recep Tayyip Erdoğan, yandaşları ve
kendisine faydalanmak için destek veren aldatmacılar olacaktır. Cenab-ı Allah
bunu bize nasip ederse Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'yi terk etmediği takdirde
hesabını mutlaka verecektir'' ifadesiyle tamamladı.
TÜRKHABERLER.NET