Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, terör örgütü liderinin mahkemelerde yargılandığı
ve neticede mahkûm olduğunu hatırlatarak, “Cezasını şu anda çekmektedir. Onun da
bir mahkûm olarak hakları neyse onlar zaten kendisine verilmektedir. Herhangi
bir sağlık sorunu veya herhangi bir toplumdan tecrit edilme gibi sorunu yoktur.
Kitap, gazete, televizyon bunları takip edebilmektedir. O mahkûmiyetini çekmeye
devam edecek” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, devlet ziyareti için bulunduğu İsveç’te Parlamento’ya
hitabının ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı
internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, Türk asıllı parlamenter Yılmaz
Kerimo’nun, “Azınlıklar bütün haklarını alabilsinler diye bir çalışma yapmayı
düşünüyor musunuz?” sorusuna Cumhurbaşkanı Gül, “Sizler uzaktasınız, eminim ki
Türkiye’ye gelip gidiyorsunuz. Geçmişte çeşitli sıkıntıların olduğunu, bunların
Türkiye’nin demokratik standartlarının yeterli derecede yüksek olmadığından
kaynaklandığını ifade etmek isterim” yanıtını verdi.
-“GERÇEK FARKLI”-
Bazen imajlarla gerçekler arasında çok fark olabildiğine dikkat çeken
Cumhurbaşkanı Gül, “Biliyorum ki bir zamanlar Türkiye ile ilgili çok negatif bir
imaj oluşturulmuştur, ama Türkiye’ye gidip gelirseniz, gezerseniz herkes doğduğu
topraklara giderse o zaman Türkiye’nin gerçeğinin ne olduğunu herkes görecektir.
Onun için burada dün bütün buradaki Türk toplumunun temsilcileriyle buluştum.
Herkes vardı. Bütün Süryani toplumumuzun temsilcileri, onlar da vardı. Hepsine
şunu söyledim: Türkiye’ye gidin, topraklarınızı görün, gezin. Tatillerinizi
orada geçirin. Herkes malına, mülküne sahip olsun. Türkiye çok farklı bir ülke”
dedi.
Türkiye’nin AB üyeliği yolunda İsveç olarak neler yapabileceklerinin
sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, AB’nin, Türkiye’nin stratejik yönelimi
olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, Türk-İsveç tarihinin hatırlanması halinde
1700’lü yıllarda iki ülke arasında serbest ticaret anlaşması imzalandığının
görüleceğine işaret ederek, “Türkiye’nin ne kadar çok Avrupa’nın parçası
olduğunu görürüz. Avrupa’daki birçok üye ülkenin saraylarında çok tarihî
binalarında o zamanki Türklerle ilgili resimleri, bunları hep görürüz ki
Türkiye’siz bir Avrupa, Türkler olmadan bir Avrupa tarihi yazmak da zaten noksan
olur. Bu çerçeve içerisinde ekonomik, sosyal, kültürel ilişkiler ve müttefiklik
ilişkileri bütün çerçeve içerisinde AB ile tam üyelik sürecinde güçlü bir
şekilde devam ettirme azmindedir” dedi.
-“TÜRK EKONOMİSİ VE DEMOKRASİSİ BUGÜN GÜÇLÜYSE BUNDA AB MÜZAKERE SÜRECİNİN DE
PAYI VAR”-
Türkiye’nin AB standartlarını 32 fasılda geçerli hale getirmesinin AB üyesi
ülkelerinin lehine olması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, şöyle
konuştu:
“Türk ekonomisi bugün çok güçlü ve Türk demokrasisi bugün çok yükselmiş
seviyedeyse, bunda müzakereye başlamış olmamızın da rolü olduğunu ifade etmek
isterim. Müzakere sürecinin çok katkıları oldu. Türk ekonomisi bu kadar güçlü
olmasaydı, Avrupa ekonomileriyle biz bu kadar işbirliği yapabilir miydik? Veya
sizin bir firmanız AB kriterlerini yerine getiren bir ülkede mi daha rahat
kendisini hisseder, daha rahat yatırım yapar, daha rahat ticaret yapar, yoksa AB
kriterlerinin, hukukun, ticaret kurallarının geçerli olmadığı bir ülkede mi çok
daha rahat iş yaparsınız? Her bakımdan Türkiye'nin müzakereleri bitirmesi bütün
üye ülkelerin lehine olması gerekir.”
-“ENERJİ KONUSUNDA AB’YE EN BÜYÜK KATKIYI SAĞLAYACAK ÜLKE TÜRKİYE’DİR”-
Enerji konusunda AB’ye en büyük katkıyı sağlayacak ülkenin Türkiye olduğunu
vurgulayan ve Kafkas, Orta Asya ve Orta Doğu’daki bütün enerji kaynaklarının
Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidebileceğini söyleyen Gül, şöyle konuştu:
“Avrupa’nın enerji bağımlılığı malumdur. Bunu değişik yollarla güvence altına
alacak bir kaynağız biz. Ama enerji faslını bile açamıyoruz biz AB ile. Bunlara
mantıki bir izah getirmek de mümkün değildir. Bu açıdan bu müzakere sürecini
tekrar canlandırmamız gerekir. Fransa bir faslı açıyor, ama bu bir faslın
müzakere sürecinde ciddi bir etkisi olacağı kanaatinde değilim. Eğer ciddi bir
etki istiyorsak, dondurulmuş bütün fasılların serbest bırakılması gerekir. Ne
demek fasılları dondurmak? Yani bu çok açık bir şekilde bloke etmektir. Türkiye
müzakereleri bitirdikten sonra Türkiye’nin tam üyeliği yine otomatik değil
bildiğiniz gibi. Bazı AB üyesi ülkeler referanduma gidecekler, Fransa, Avusturya
gibi. Halklarına soracaklar. Belki o gün biz de Türk halkına soracağız. O zaman
bizim halkımız ne düşünecek onları bilmiyoruz, ama bunları bugün konuşmamız
lazım. Her halükarda müzakere sürecini güçlü bir şekilde bitirmemiz gerekir. Biz
bu yönde çok çaba gösteriyoruz. Bir bakanlığımız var AB ile ilgili. Sayın Bakan
da burada. Çok büyük bir çaba içindeyiz. Hatta biz resmi olarak açılmayan
fasılların içini kendimiz açıp kendimiz yapıyoruz. O fasılların bazılarının
gereklerini. Ümit ederim ki AB bugünkü yaşadığı krizden kısa süre içinde çıkar
ve daha güçlü olabilmek için, sadece bugününü değil, gelecek nesillerini de,
30-40 yıl sonrayı da düşünerek, Türkiye gibi bir ülke ile beraberliğini
kendisine bir değer olarak görür.”
-“TERÖR OLUNCA GÜVENLİK POLİTİKALARINI BİR NOKTADA UYGULAMAK
DURUMUNDASINIZ”-
Çözüm sürecinin anımsatılması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, “Bunun iki veçhesi
var. Bütün vatandaşlarımızın ve Kürt vatandaşlarımızın da herkesin demokratik
hak ve hukuklarının en gelişmiş demokrasiler seviyesine yükseltilmesi. Bununla
ilgili bazı sorunlar vardı geçmişte. Diğeri de terör meselesi” dedi. Önce bu
ikisinin iyice ayırt edilmesi gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül,
“Terörü ne amaçla ve nerede olursa olsun, şiddetle teröre karşı olduğumuzu,
şiddetle silahla herhangi bir hak aramanın bugünkü dünyada geçerli olmayacağını,
hele sivillere karşı, hele şehirlerin merkezinde uygulanan terörü tamamen bu
işlerden ayrı tutmak ve kesinlikle tavır koymak gerekir. Hatta şu kanaatimi
sizlerle paylaşmak isterim ki bu işin içinde eğer terör ve şiddet olmasaydı, bu
meseleleri biz çok daha erkenden, çok daha rahat çözer ve Türk demokrasisinin
standartlarını çok daha yüksek seviyeye gelir ve bu dediğimiz sorunlar, Kürt
sorunu veya diğer vatandaşlarımızın sorunları, bunları çok daha kolay halletmiş
olabilirdik. Ama terör ve şiddet olunca ister istemez güvenlik politikalarını
bir noktada uygulamak durumundasınız.”
-“SORUNLARIN ÇÖZÜLECEĞİNE İNANIYORUM”-
Gül, şu anda silahla bir yere varılamayacağını gören terör örgütünün silahı
bırakma iradesi ile ilgili çeşitli işaretler alındığını söylerken, “Bazı
görüşmeler ve bir süreç işlemektedir. Bu sürecin sonunda şunu arzu ediyoruz:
Silahlardan tamamen vazgeçilmesi ve tamamen şiddetin bırakılması karşılığında
zaten bizim kendi irade ve arzumuzla yapmak istediğimiz ve bir süredir
yapageldiğimiz Türkiye’nin hukuk ve demokratik standartların yükseltilmesi. Bu
çerçeve içerisinde bütün Kürt vatandaşlarımızın, onların da bazılarının çok dile
getirdiği bu sorunların hepsinin çözüleceğine inanıyorum” dedi.
-“SİLAHLAR TAMAMEN BIRAKILIRSA BU SIKINTILARDAN HEP BERABER KURTULURUZ”-
Yeni bir anayasa yapma sürecinde olunduğuna da dikkat çeken Cumhurbaşkanı
Gül, “Bu Anayasamızın AB kriterleriyle daha çok uyumlu olacağına inanıyorum.
Bütün bu tip problemlerin Türkiye’de gündemden çıkmasına yol açacaktır”
dedi.
-“CEZASINI ŞU ANDA ÇEKMEKTEDİR”-
Cumhurbaşkanı Gül, terör örgütü liderinin mahkemelerde yargılandığı ve
neticede mahkûm olduğunu hatırlatarak, “Cezasını şu anda çekmektedir. Onun da
bir mahkûm olarak hakları neyse onlar zaten kendisine verilmektedir. Herhangi
bir sağlık sorunu veya herhangi bir toplumdan tecrit edilme gibi sorunu yoktur.
Kitap, gazete, televizyon bunları takip edebilmektedir. O mahkûmiyetini çekmeye
devam edecek, ama diğer taraftan da bu sorunların bitmesi için de önemli bir
sürecin içinden geçiyoruz. Tabii şu anda daha erken. Çevremizde birçok
olağanüstü olay devam ediyor. Çeşitli kışkırtmalar, çeşitli tahrikler söz konusu
olabilir. Eğer silahlar tamamen bırakılırsa ümit ederim ki bu sıkıntılardan hep
beraber kurtuluruz” dedi.