Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir,
"Türk’ün, Kürt’e, Kürt’ün Türk’e kurşun sıkması haramdı
Ve bunun vebali her şeyden ve herkesten önce egemenlerin, iktidar sahibi
olanların, ev sahibi olanların boynunadır. Ama aynı zamanda sessiz kalan ve
izleyenlerinde bu konuda vebali çok büyük ama çok büyük olacaktır" deVe bunun
vebali her şeyden ve herkesten
önce egemenlerin, iktidar sahibi
olanların, ev sahibi olanların boynunadır. Ama aynı
zamanda sessiz kalan ve
izleyenlerinde bu konuda vebali çok büyük ama çok büyük
olacaktır"
dedi.Gençlerin Sivil Toplum Gönüllüleri Vakfı’nin Diyarbakır’da düzenlediği ve 2
gün sürecek Toplumsal Barış Sempozyumu bugün başladı. 70 ilden gençlerin
katıldığı sempozyumun açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediye
Başkanı Osman Baydemir, barışı konuşmak için en ideal ve doğru kentlerinden
birinin Diyarbakır olduğunu
söyledi. Baydemir, "21’inci yüzyılda artık
Türkiye’de Kürt sorununda savaş ve savaşın
kazananı olmaz. Barışın da
kaybedeni olmaz. O halde mutlaka hep birlikte barış
sürecine ve barışa omuz
vermemiz gerekiyor" dedi.Baydemir, toplum üyelerinin
geçmiş ve geleceklerine
sahip çıkması gerektiğini söyleyeyerek, geçmişi bilmeden
geleceği sahip
çıkılamayacağını belirtti. Baydemir, "Bizim barışa sahip çıkmamız
aslında
geçmişimize ve geleceğimize sahip çıkmaktır. 70-90 yıl boyunca geçmişimiz
adeta bilgisayar hard diskleri silindiği gibi geçmişimizi silmeye
çalışıyorlar. Diyarbakır,
Amed, Amida’nın bundan 100 yıl öncenüfusunun yüzde
48’i Ermeni, Yahudi, Keldani idi. Bugün bir elin parmak sayısı kadardır. Peki ne
oldu bu insanlar? Bir gün canları sıkıldı gittiler mi buradan. Öyle değil, büyük
trajediler yaşadılar son 100 yılda. Açık söylüyorum, biz geçmişimizi
bilmediğimiz veyaralarını sarmadığımız sürece kurban olayım, aydınlık bir
gelecek yaşatma şansımız yok" dedi.
ÇOCUKLUK ANILARINI ANLATTI
Çocukluk yıllarında ailesiyle yaşadığı olayı salondaki gençlere anlatan
Baydemir, köyde
zikir, ibadet yapılırken köyde bir gözcünün bekletildiğini
söyledi. Baydemir, şöyle dedi:
"Bundan 30 yıl önce biz iki şeyden
korkardık, benim çocukluk yıllarımda. Benim ailem
Şafi mezhebine mensuptur.
Ve Nakşibendi tarikatına da yakınlık hissederlerdi.
Nakşibendilerin
zikirleri biraz daha farklıdır. Bir de Kürt bir aileyiz zikir yaparken köy,
hane halkı köyün girişlerine gözcüler bırakırdı. ’Cenderme te, ya na,
(Jandarma geldi mi, gelmedi mi) Erivan radyosunu da dinlerken evden biri
mutlaka dışarıda beklerdi. Jandarma gelir mi ya da ihbar olur mu diye. Ne
inancımızı, ne dekimliğimizi özgürce yaşayabildik. Bu 70 yılın bizler açısında
bana göre özetidir. Aradan 30 yıl geçti bir gün Diyarbakır Büyükşehir Belediye
Başkanı sıfatıyla Türkiye’nin dört bir yanına 2006 yılını 2007 yılına
bağlayanyıl için bir tebrik kartı gönderdim. Tebrik kartında şu vardı; ’ Hapy
New Year, Yeni
yılınız kutlu olsun, ser sale we piroz be" 3’ü de aynı anlama
geliyor. Tebrik kartı ürkiye’nin dört bir yanına gitti, kimi milletvekilleri ve
valilerden geri geldi. Kürtçekullandığım için tebrikini reddediyoruz diye. Bu
2007 yılında gerçekleşen bir hadise. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na
dagitti tebrik kartı. Oraya giden tebrik kartı bana geri dönmedi. Ben de
arkadaşlarıma moral vermek için, bakın dedim yargıda değişim var. Yargı
değişirse zaten her şey değişir, aradan 20 gün geçti savcı beni ifadeye çağırdı.
Tebrik kartını suç delili
olarak muhafaza etmiş. İade etmemesinin nedeni suç
delili olarak kullanmak için.
Avukat olmanın da verdiği bir rahatlıkla
tartıştık, İfadem alındı. Akebinde dedim ki savcı bey sizin Adalet Bakanlığı’nın
da yayınlarından haberiniz varmı? Var dedi, benim bir makalemde orada www.
adaletbakanligi.com, benim deyargılandığım sebep oradaki . Ben de dedim ki savcı
bey ben bir defa kullanmışımsen her gün 3 defa kullanıyorsun. Bütün
içtenliğimle arzuluyorum ki belki bundanbirkaç yıl sonra yaşadığımız pek çok
yasak, saçma, sapan yasak, haksız yasağa aynen bugün burada olduğu gibi 32
dişimizle gülelim. Gülebilmemiz için onları aşmamız gerekir. Aşmadığımız sürece
bu bir travma olarak kalır."
BİR MİLLET, BİR HALK BİRLİKTE YAŞAMAK İSTİYOR
Baydemir, geçmişte kentte yaşayan Ermeniler, Ezidiler, Keldaniler’in göçüp
gittiğini belirterek, "Açıkçası biz geride kalanlar kaybettik, çünkü onlar
gittiklerinde bu coğrafya yoksullaştı. Bu ülkenin kendisi yoksullaştı. Hem
finansal anlamda, hem de ekonomik anlamda onlar gittiğinde biz barışıyitirdik.
Bakın onlar gittiğinden beri hala bu coğrafyada barış hakim olamadı"
dedi.Türkiye’de herkesin önce kendisiyle hesaplaşması gerektiğini belirten
Baydemir, Türklerin tıpkı Kürtler gibi, Farslar, Araplar, Ermeniler gibi bu
coğrafyanın kadimhalklarından biri olduğunu belirtti. Baydemir şöyle devam
etti:"O halde Türk’ün, Arap’ın Fars’ın neyi varsa. Kürt’ün de onu hayal etmesi,
onun annesinin ak sütü kadar kendisine helaldir. Bu şu anlama gelmiyor, ülke
bölünsün anlamına gelmiyor. Yeni bir devlet kurulsun anlamına da gelmiyor.
Bir millet, bir halk birlikte yaşamak istiyor. Peki
birlikte yaşamanın yol
haritasının anayasasını, toplumsal sözleşmesini nasıl oluşturcağız? Biz eşitler
olarak masaya oturduğumuzda ancak eşit ve özgür bir gelecek oluşturabiliriz. Bir
gelecek oluşturabiliriz. O yüzden bütün çabalarımız eşitlerin masaya oturmasına
katkı sunar. Eşitler masaya oturursa emin olun ki bizlere özgürlük yolunu
açacaktır. 21’inci yüzyılda Kürt sorunun da ben açık ve net söylüyorum.Türk’ün,
Kürt’e, Kürt’ün Türk’e kurşun sıkmasıharamdır. Ve bunun vebali her şeyden ve
herkesten önce egemenlerin, iktidar sahibi olanların, ev sahibi olanların
boynunadır. Ama aynı zamanda sessiz kalan ve
izleyenlerinde bu konuda vebali
çok büyük ama çok büyük olacaktır. Bundan sonra en
azından izleyen
olmayacağız. İzleyen, olmamız, sorgulayan olmamız lazım. Birlikte yaşam için bu
şarttır. Emin olun nefret söylemi egemenlerin söylemidir."Sempozyuma konuşmacı
olarak katılan LGBT oluşumu üyesi Deniz Rojda Solmaz, barışın bu ülkenin kanayan
bir yarası olduğunu söyledi. Solmaz, "LGBT bireylerine karşı işlenen
cinayetlerin suç ortağı devlettir. Suçlular hala dışarıdadır. Adete
sistem katilleri ödüllendiriyor" dedi.
MYNET