CHP Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.Kılıçdaroğlu'nun
toplantısından satır başları şöyle:
İktidara doğru yolu göstereceğiz. Yaptığı
hataları hatırlatacağız.
Demokrasilerde muhalefetin olmadığı
bir
rejim olmaz.
Bunu her yurttaşımın bilmesini isterim. Ama bizim demokrasimizde batı
demokrasilerinde ön görülen bir iktidar yok. Buradaki iktidar farklı bir
iktidar. Devleti yönetmek için gelen değil, devleti ele geçirmek için yöneten
bir iktidar var. Çok partili yaşamı bu ülkeye getiren
CHP.
Demokrasiyi bu ülkeye getiren CHP. Hiçbir zaman hiçbir ortamda demokrasi dışı
bir söylemin arkasından gitmemiştir."
AKP
ESKİŞEHİR’DE SEÇİM KAMPANYASINA BAŞLADI
Devlet anayasanın ön gördüğü kurallar içinde yönetilir. Devlet baskıyla
yönetilmez. Bunları şunun için anlatıyorum, AKP Eskişehir’de seçim kampanyasını
başlattı. Nasıl? Sabahın altısında operasyon yaparak, belediyedeki bir çok
bürokratı gözaltına alarak.
Yılmaz Büyükerşen kim ne derse desin Eskişehir’i bir dünya markası yapan
kişidir. Sen o operasyonu yaparak bizim gözümüzü korkutacağını mı sanıyorsun?
Buradan CHP grubundan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı’na, onun bütün
çalışanlarına yürekten sevgilerimizi ve saygılarımızı gönderiyorum. Denizi
olmayan kente plajı getirdi, çağdaşlığı getirdi. Yeni üniversitelerin altına
imzayı attı. Siz ne yapıyorsunuz? CHP’ye karşı seçim kampanyanızı Eskişehir’de
açıyorsunuz.
O SAVCI AKP’NİN MEMURUDUR
O operasyonu başlatan savcı, savcı değildir. AKP’nin memurudur. Bir savcı
kendisini memur konumuna düşürürse orada adalet bitmiştir. Çalışmasını
engelleyecekler, Eskişehir Büyükşehir Belediye başkanı dünya markası yaratmış
derken, dünyadaki saygın kuruluşlarının ifadelerine göre söylüyorum ben. BBC’ye
bakın, değişimin kenti olarak Eskişehir’de aralarında gösteriliyor. Uluslararası
kuruluşlardan ödül alan bir belediyedir. İzmir’de geri tepti, Eskişehir’de de
hesap geri tepecek.
Biz niye soruşturma yapıldı diye
eleştirmiyoruz. Sabahın köründe neden baskın yapıyorsunuz? Mektup yazıp
çağırabilirsiniz. Öyle bir çalışma içindeler ki sabahın köründe basıyorlar,
önceden de medyaya haber veriyorlar baskın yapıyoruz diye. Eğer siz iktidar
olmayı devleti ele geçirmek olarak görüyorsanız işte bu sonuçlarla karşı karşıya
kalır
ESKİŞEHİR'E GİDECEĞİM
Yarın Eskişehir’e gideceğim. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı’nı ziyaret
edeceğim. Haysiyet cellatlarına izin vermeyeceğiz biz. Bir şeyden emin olmanızı
isterim. Demokrasi özgürlük insan hakları evet, baskıya zulme hukuksuzluğa
hayır. Keyfiliğe izin vermeyeceğiz. Eskişehir halkı büyükşehir belediyesinin
yaptığı hizmetlerin arkasındadır.
Burada bir genelgeyi demokrasiye aykırı
olduğu için çok sert eleştirmiştim. TTK’nın borcu olan işçileri fişlemesi,
genelgeyle duyurmasını eleştirmiştim, sendikaların sessiz kalmalarını da
eleştirmiştim. Ama bir şeyin hakkını vereyim. Eleştirimizden sonra genelge
yürürlükten kaldırıldı. Sanki çok para veriyorsun da “borcunu kapat” devletsin
otur kapat o zaman işine son vereceğine. İki, genel maden işçileri sendikası,
Zonguldak’ta güzel bir miting düzenledi. Taşeron işçiler sahip çıktı. Sayıları
iki milyona yaklaşıyor. Sorunlarına sahip çıkan tek parti vardır o da
CHP’dir.
HİLMİOĞLU KANSERLE MÜCADELE EDİYOR
Hazreti Ali’nin çok güzel bir sözü var. “Bana bir harf öğretenin kırk yol
kölesi olurum” der. Bu eğitime ve insana verdiği önem açısından çok önemlidir.
Geldiğimiz noktaya bakın. Fatih Hilmioğlu, onlarca yüzlerce binlerce insanı
yetiştirdi. Bilgisini onlara aktardı. Sonra aldılar onu hapse koydular. Şimdi
kanserle mücadele ediyor. Neden? “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi
olurum” düşüncesinden, on binlerce öğrenci yetiştiren bir hocanın yıllarca
hapiste tutulmasının gerekçesi nedir, birisi çıkıp anlatsın.
Hatırlarsınız, Kuddisi Okkır. Tam teşekküllü bir hastanede tedavi görmesi
gerekir demişlerdi. Ergenekon’un kasası diye yaftalamışlardı. Öldüğünde ailesi
cenazeyi İstanbul’a getirecek parayı bulamadı. Acaba o kişiler biraz utanç
duydular mı? Biraz vicdanlarını sorguladılar mı? Şimdi aynı şey Fatih Hilmioğlu
için yapılıyor. Mehmet Haberal. Yüzlerce kişiye nakil yaptı. Elleriyle,
parmaklarıyla dokundu. Hapiste mi bu ülkeye daha çok yararı var, yoksa
ameliyathanede mi? Almışsınız içeri atmışsınız, hangi gerekçeyle?
Üç arkadaşımız güzel bir hapishane raporu
yazdılar. Nerede bir hasta mahkum varsa ziyarete gittiler. Hiçbir ayrım
yapmadılar. Hapishaneler bizim kabul edeceğimiz koşullarda değil. 15-20 kadının
kalması gereken koğuşta 60-70 kadın kalıyor. 2002’de 59 bin olan tutuklu sayısı
2012’de 130 bini aştı. Bir şeyler var, bir sorun var. Buna bütün CHP’lilerin
dikkat etmesi gerekiyor.
DAVALARI KALDIRMADINIZ
Eğer bir ülkede özel yetkili mahkemeler,
sıkı yönetim mahkemeler, DGM’ler varsa orada adalet yoktur. Defalarca
eleştirdik. Bu özel mahkemeler siyasi otoritenin sopasıdır dedik. Düşüncesini
gerçekleştirir dedik. Önce itiraz ettiler. Defalarca söyledik. Şimdi geldiğimiz
nokta, özel yetkili mahkemeleri kaldırdılar. Yerine ne getirdiniz? Davaları da
kaldırdınız mı? Hayır. Bu davalara bakmaya devam ediliyor.
YENİ Mİ AKLIN BAŞINA GELDİ
Bu sözleri söylediğim için darbeci diyorlar. Bir değerli büyüğümüz
televizyonda konuşuyor. Bakın ne buyuruyor “Bunların için karacısı var denizcisi
var. Yani neredeyse komuta kademesinde subayımız kalmıyor ya. Böyle şey olmaz”
Günaydın beyefendi, yeni mi aklın başına geldi senin? “Bazı medya organları
TSK’ya saldırının içine giriyorlar” Günaydın beyefendi. O davaların savcılığını
üstlenen sen değil miydin? Nasıl oluyor da çark gündeme geldi.
ARTIK BİR DARBECİ DAHA VAR
Ben daha bundan altı ay önce, güvenlik güçlerinin moral değerleri çok
önemlidir. Buna önem vereceğiz, yıpratırsanız bu iş tankla silahla olmaz.
Arkadan bizi darbeci olarak suçlamışlardı. Gözünüz aydın artık bir darbeci daha
var. O mahkemeler adalet dağıtmıyor, o mahkemeler adaletsizlik yapıyor. O
noktaya geldik ki mahkemeye talimat veren bile şikayet ediyor.
Değerli Türk büyüğü, “Efendim diyor şuraya gittim. Bir komutan, başbakan
geliyor ayağa kalmadı. Gereğini yaptık, Silivri’ye gönderdik” ne demek?
HSYK'YA ELEŞTİRİ
Geçen hafta burada HSYK’yı eleştirmiştim. Arkasından bir bildiri
yayınladılar. Siz bizi nasıl eleştirirsiniz diye. Önce şunu söyleyeyim, HSYK
siyasi bir otoriteye bağlı değilse eleştirinin odağındadır. Hayır ben siyasete
bağlıyım diyorlarsa bizim muhatabımız siyasetçiler olur. Biz HSYK’yı bağımsız
bir kurum olarak gördüğümüz için orayı eleştiriyoruz. Eğer siz bizi eleştirmeyi
görev sayıyorsanız, yanlış adrestesiniz. Bu ülkenin başbakanı çıktı “yargıya
talimat verdik” dedi. Neden sesiniz çıkmadı? Ben söyleyeyim talimat aldıkları
için.
Alt alta yazın. Silivri davalarında görev yapan yargıçların tamamını.
Yine onlara sesleniyorum Kayseri
Belediyesi'nde olan rüşvet defterini görmeyen yargıca siz ne yaptınız acaba?
Kalkacaksınız eleştireceksiniz. Eleştirmemin nedeni sayın Saygı Öztürk’ün
yazısıydı. Bir yargıç “Bana Ankara’dan telefon ettiler. Bunların tutukluluk
süresini devam etmesi gerekiyor” Öztürk’ü aradım. Dedim ki ''Bu haberi kontrol
ettiniz mi?'' O da “Bilirsiniz kılı kırk yapar öyle yazarım.” dedi. Sen o
yargıcı çağırdın mı? Önce üst kurul olmanın gereği yap. Siyasi iktidarın
çömezliğini yapma söylediğimiz budur.
GEYİK MUHABBETİ YAPMAYACAKSINIZ
Bu değerli büyüğümüz “AB’den çıkalım. Şangay Beşlisi’ne girelim” dedi. Bir
ülkenin devlet başkanıyla konuşurken, bulunduğunun ülkenin dış politikasını iyi
bileceksiniz. Geyik muhabbeti yapmayacaksınız. Bizim açımızdan utanılacak bir
durumdur bu. Şangay İşbirliği Örgütü’ne neden girmek istiyoruz? AB’yi neden
dışlıyoruz? 1071’den beri bizim yönümüz Batı’ya çevrilmiştir.
ŞANGAY BEŞLİ'SİNE GİRECEKSENİZ, NATO'YU NE
YAPACAKSINIZ?
Siz o çağdaş dünyadan kendinizi koparmak
istiyorsunuz. Kiminle konuştuğunuz, kime danıştınız? Eğer Şangay İşbirliği
Örgütü’ne girecekseniz, NATO’yu ne yapacaksınız? NATO’dan da herhalde
çıkacaksınız.
CHP'LİLER 'ÜÇ ÜÇ' DİYE BAĞIRMAMIŞTIR
Biz bundan 90 yıl önce cumhuriyeti kurduk. Mirası, bir imparatorluktan
devraldık biz cumhuriyeti kurarken. Osmanlı İmparatorluğu’nun etnik kimliği
yoktur. Her etnik kimlikten insanlar çatı altındaydı ve biz Türkiye
Cumhuriyeti’ni kurarken, mücadelemizi ortak verdik. Kavgamızı ortak verdik.
Üzüntülerimizi ortak paylaştık. Barışımızı ortak kurduk. Bayrağımızı yücelttik.
Sevr’i yırtıp attık. 90 yıllık bir mücadele sonunda geldik bu noktaya.. Ekonomik
olarak, siyasal olarak, sosyal olarak güçlenmek istedik. Bağımsız ve özgür
Türkiye’yi kurmak istedik. Hiçbir zaman ne etnik kimlik, ne inanç bağlamında hiç
kimseyi suçlamadık ve ötekileştirmedik.
Evrensel ahlakta buluştuk, ilkelerde buluştuk. Hukuk dedik. Ama hangi hukuk?
Evrensel hukuk. Her aşamada özgürlüklerin aşamalarını geliştirdik. Demokrasimizi
geliştirdik. Bunun mücadelesini verdik. Her dönem darbelere, siyasal idamlara
karşı çıktık. Hiçbir zaman “üç üç” diye CHP’liler bağırmamıştır.
ETNİK KİMLİK SİYASETİ YAPMADIK
Biz bu ülkede barışı huzuru kurmak sağlamak istiyoruz. Ana dilde savunma diye
yasa geldi. Adı yanlış, ana dilde savunma değil, savunma hakkıdır bu. Asla ve
asla bunu etnik kimlik olarak bir hak olarak görmek doğru değildir. Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nde ne gerekiyorsa öyle baktık olaya. Hiçbir zaman etnik
kimlik inanç siyaseti yapmadık. Yapanları aşağıladık kötüledik.
Size İnönü’yle ilgili bir anı anlatayım.
İsmet İnönü Konya’ya gidiyor. Diyorlar ki
paşam burada dini hassasiyetler var, konuşmanızı yaparken ne olur Allah’tan da
bahsedin. Paşa diyor ki “Din siyasete alet edilmez” Partililer ısrar ediyorlar,
paşa diyor ki olur, söz. Çıkıyor konuşmasını yapıyor ve konuşmasının sonunda
şapkasını çıkartıp “Allaha ısmarladık Konyalılar” diyor.
HERKESİN ETNİK KİMLİĞİ KENDİ ŞEREFİDİR
Herkesin etnik kimliği kendi şerefidir diyoruz. Gazeteleri okuyorsunuz son
bir haftadır. Hedef CHP. Ben merak ediyorum. Bizi en ağır eleştiren o
gazetecileri merak ediyorum. Ne demişti değerli Türk
Başbakan mitinde çıkıp “Sayın Kılıçdaroğlu, önemli olan boy değil, soydur
soy” demişti. Ben de demiştim ki “Hoş geldin Hitler”
Hiç kimse kendi etnik kimliğini belirleme hakkına sahip değildir. Anne baba
ve kimliğimizle şeref duyarız. O siyasete malzeme olmaz. Herkesi kucaklayan bir
felsefeden geliyoruz. Avrupa etnik kimlik siyasetini yasaklamıştır.
Bireyin hak ve özgürlüğüne önem vermek zorundayız. Biz yasaklayıcı bir
dünyadan gelmiyoruz. Özgürlükleri genişlettiğiniz zaman ülkede barışın olduğunu
göreceksiniz. CHP bu felsefeden gelmiştir. bizim milliyetçiliğimiz nedir?
HER ARKADAŞIM KONUŞURKEN LAFLARININ NEREYE ÇEKİLECEĞİNİ
BİLSİN
Ama ondan önce, koro halinde bizi eleştiren medya mensuplarına şunu söylemek
isterim. Ben hiçbir zaman çok ağır dille eleştirmedim. En ağırı herhalde yalaka
medya olmuştur. Ama o değerli Türk büyüğü, “Sizin boynunuzda tasmalar vardı.
Onları da ben çıkarttım” demişti. Neden eleştirmediniz? Hala boynunuzda tasma
olduğuna mı inanıyorsunuz? Eğer medyasının özgür olduğu bir ülkede olsaydık bu
lafı bir başbakan edemezdi. Biz medyaya verilen talimatı biliyoruz. CHP’nin
içişini karıştırın diyenleri de biliyoruz. Bizim sorumluluğumuz çok daha ağır.
Her arkadaşım konuşurken laflarının nereye çekileceğini iyi bilsin.
Konuşmalarımıza dikkat edeceğiz. Önümüzde sağlıklı çalışan bir medya yok. Acaba
CHP’de karışıklığı nasıl çıkarırım, böyle bir medya var. Boynunuzda tasma var
dendiğinde sessiz kalan, yalaka medya dendiğinde ayağa kalkan medya var.
Parlamentoda konuşurken, ders vermiyoruz biz. Kullandığımız sözlerin nerelere
çekiştirileceğine dikkat etmemiz gerekiyor. A dersiniz B yazarlar. O her şeyi
söyleme özgürlüğüne sahip çünkü onun medyası var. Kapıkule’den kar yağışı diye
haber olsa, emin olun söz dönüp dolaşıp CHP’ye gelecektir. Her CHP’linin son
derece dikkatli olması lazım. Söyledim, biz sosyal demokrat bir partiyiz.
Biz aynı zamanda milliyetçiyiz. Altı okumuzdan birisi bu. Nasıl tanımlamışız?
Duymayan sağır kulaklar da duysunlar.
ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ DESTEKLİYORUZ
CHP Atatürkçülük milliyetçiliğini
desteklemektedir. Milliyetçilik ırk köken din mezhep kavimcilik anlayışlarının
ulusal düzeyde aşılmasıdır. Türkiye hiçbir zaman, ırk kan ve kafa tası esasına
göre yönetilen bir devlet olmamıştır ve olmayacaktır. Ülkenin sorunlarının
çözümüne, ırk temelinde değil yurttaş temelinde yaklaşmaktayız. CHP, sosyal
demokrat anlayışın gereği olarak, güçlü sınıfın bu güce sahip olmayanların
üstünde egemenlik kurmasını reddeder. Bizim milliyetçiliğimiz çoğulculuk
anlayışını benimser, tüm etnik kimliklere saygılıdır. Tüm yurttaşların hukuk
önünde eşitliğidir. Bizim milliyetçiliğimiz budur.
DEVLETİN IRKI OLMAZ
Bireysel haklara, çağdaş anlayışla sahip
çıkan, farklılaşma özgürlüğünü tanıyan, bütünleşmeyi ön gören bütünlük idealini
tanımlayan kapsayıcı bir değerdir. Devletin ırkı olmaz. Farklı etnik kimliğe
sahip yurttaşlarımızın sorunlarının çözüme kavuşturulmasını CHP benimser.
Bireysel, kültürel haklara saygı ilkesini CHP savunur.
BİZİM MİLLİYETÇİLİĞİMİZ KAFATASI
MİLLİYETÇİLİĞİ DEĞİLDİR
Bu anlayış bütün yurttaşları kucaklayan
bir anlayıştır. İnsana insan olarak saygı gösterme anlayışıdır. Bu anlayış
bölünmeye değil birliğe davet anlayıştır. Bu anlayış hiç kimsenin
ötekileştirilmediği bir anlayıştır. Onun için bizim milliyetçiliğimiz kafatası
milliyetçiliği değildir. Herkesle beraber olacağız. Bizim parlamentoda görüşülen
tasarıyla ilgili olarak ön gördüğümüz düzenlene, AKP’nin getirdiği düzenlemeden
daha iyi bir düzenlemedir. Ama bizim önergemiz reddedilmiştir. Bunu bilinçli
olarak görmeyen o köşe yazarlarına sesleniyorum. Demokrasi diyorsun,
getirdiğimiz önergeyi bile görmüyorsun sen. Sonra oturup masa başında CHP’yle
ilgili ahkam kesiyorsun sen.
MYNET